
Yazıya başlamadan önce altını, üstünü, sağını, solunu çizmek istediğim bir konu var: Birazdan okuyacaklarınızı yazma sebebim, benim de bir kukla olmam değil!
Hayatımın ilk kukla tiyatrosunu, henüz bir kukla olmadan yıllar yıllar evvel izledim. O zamanlar bırakın kukla olmayı, son derece “sert” mizaçlı bir insandım. yakın bir arkadaşım beni bir kukla oyununa götürmek için ısrar ettiğinde ağız büktüm, burun kıvırdım, ama sonunda da onu kırmamak için tamam dedim.
İtalyan Kültür Merkezi‘ne gidip salona oturdum, kollarımı kavuşturdum. “Bu bir saat nasıl geçecek şimdi!” diye söylene söylene oyunu izlemeye başladım. Ama sadece birkaç dakika sonra ağzım açık, gözlerimi kırpmadan sahneyi izliyordum artık. Hayatımda böyle bir şey görmemiştim! Böyle etkileyici, böyle gerçekçi, böyle duygulu!
Oyun bitince arkadaşıma defalarca teşekkür ettim. İzlediğim oyunun kitapçığını aldım (hala evde kitaplıkta baş köşede durur) ve kukla oyunları ile bildiğim (bildiğimi sandığım mı demeliyim yoksa?) her şeyi unuttum.
Elbette çocuklara yönelik kukla oyunları da var ama benim izlediğim oyun kesinlikle yetişkinlere göreydi. O zamandan sonra da zamanım/durumum elverdiğince kukla oyunlarına gittim.
Bu fotoğrafta gördüğünüz kukla da geçtiğimiz günlerde başlayan 18. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali’nin Fransız Kültür Derneği’nde gösterilen açılış oyununun baş rol oyuncusu. Adı Poli Degaine.
Fransa’nın en ünlü el kuklası gruplarından biri olan La Pendue’nün sergilediği oyun nasıl keyifliydi anlatamam. Salonu tıklım tıklım dolduran ve yaşı en az benim kadar olan onlarca insan kahkahalarla izledi oyunu.
Sonuç olarak, bir kuklayım diye demiyorum, bence dünyadaki en keyifli kültür sanat aktivitelerinden biri “Kukla Festivali”. Hatta işi bir adım daha ileri götürüyorum, tiyatrodan daha çok seviyorum kukla oyunlarını. Ama “gerçek” kukla oyunlarını. Emekli, senaryolu, kişiyi koltuğuna çakıveren oyunları!
Ve utanarak söylüyorum, benim de öyle bir kukla olmam için kırk, elli, yüz fırın ekmek yemem lazım! Festival bu ayın 25’inde bitti. Ama ilerleyen zamanlarda denk geldiğiniz oyunları ne yapın edin, izleyin. Gidemezseniz de internetten araştırın. Aynı tadı vermez ama kokusunu bile alsanız yeter.
Tüm kuklalara ve kukla severlere sevgiyle!
Newer
Gerilim Filmi Sevenlere: Backcountry / Ölüm Ormanı (Nam-i Diğer: Bir Kuklanın Ayıyla İmtihanı)
Older
Balık-Ekmek ve Sushi Zinciri: Dardenia
Comment (1)
Pingbacks
-
[…] Yazının devamı için tıklayınız… […]